Hayat Zor Ama Ben de Kolay Biri Sayılmam
Seçil Çömlekçi
Carpe Diem Yayınları
287 sayfa
Bu kitapta ne mi okuyacaksın? Kendini okuyacaksın. Arkadaş çevreni, annenle didişmelerini, günlük yaşam maceralarını, eş dost, hısım, akraba, kimin varsa onların hikâyelerini okuyacaksın. Tabii Yeliz'in sevgili düşük çenesinden...BENİM YORUMUM
Kamu spotu amcalar, ölümüne şakacı tanıdıklar, gizli deliler, terapist teyzeler bu kitabın sayfaları arasına sıkış tepiş oturmuş hep birlikte senin tarafından okunmayı bekliyorlar...
İyiki almışım dediğim kitaplardan biri. Kitapta başkahranımız Yeliz'in başına gelen olaylar, Yeliz'in tespitleri, Yeliz'in düşünceleri mükemmel anlatılmış. Yer yer güzel mizah da yapılmış. Akıcılığı da çok iyi. Kitabın ciltli olması, kitap sayfalarının beyazdan farklı olması okuma zevkini daha da artırıyor. Yani bu kitabı okuyun derim. 5 üzerinden 5 veriyorum bu kitaba. Alıntılarıma göz atın siz de bana katılacaksınız.
ALINTILARIM
Sanıyorum yurdumun esnafının tabi olduğu yazılı olmayan bir ''Esnaflığın Temel Kuralları'' listesi var ve bence maddeleri de şunlar:
... 2. Her ne suretle olursa olsun, müşterinin denediği her kıyafete ''Sizi açtı'' yakıştırması yapın. Kıyafet zehirli ishal yeşili olsa dahi...
...8..''Zararına satıyoruz'' yazısı etkili olmazsa yanına bir de ''Kapatıyoruz'' yazısı ekleyin. Baktınız ki ''Kapatıyoruz'' ifadesi faydalı oldu, yazıyı orada yıllarca tutmanızda da sakınca yoktur.
Yazarın tespitleri mükemmel :))
İçimden Geçenler başlıklı bölüm vardı oradan kısa bir yer alıyorum. En içinden geçtiği gibi davranınca neler oluyor bakın :D
''Bence sen fazla heyecanlı filmler izleme Peroş(anneaneesi :D), çizgi film falan izle.''
''Neden yavrum''
''Ee bunun tansiyonu var, kalbi var...Heyecan, heyecan ne olacak? Tak! Merhumu heyecanlı bilirdik. Ölüm sebebi, Maria ile Antonio'nun yasak aşkı.''
''Deme kız!''
''Ben demiyorum, istatistikler diyor. Bu yıl ölümlerin yüzde otuz dokuz buçuğu dizilerden. Bihter ve Behlül kaç can aldıi biliyor musun? Bütün senaristler katiiilll, katil onlar.''
Diye gidiyor daha :D en güzel kısımları vermiyorum siz okuyun diye :D ama en sevdiğim bu bölümdü :D
Fena halde lanetli olduğunu düşündüğüm gıybet, yapan kişiler tarafından asla kabul edilmemektedir. Bir gün yine annem ve gıybet arkadaşları toplanmış boşanmak üzere olan bir aile hakkında açık oturum yapıyorlar. Her cümlenin sonuna da -mış -muş eki koyuyorlar ki bu şu demek;
''Ay vallahi ben bilmem, öyle diyorlar yani''
Dayanamadım atıldım:
''Hanımlar çaylar geldi, gıybetinize biraz ara verin de...''
''Ayol ne gıybeti! Aaa üzerimize iyilik sağlık.''
''Sizin üzerinize mi iyilik sağlık? Sağlık kısmı tamam da, iyilik kısmı hakkında konuşabilirsiniz.''
''Kızım biz gıybet yapmıyoruz ki doğruları söylüyoruz.''
''Zaten doğruları söylediğiniz için gıybet. Yalan söyleseydiniz bunun adı 'iftira' olurdu...''
O gün bu gündür bizde toplanmıyorlar, sonra da annemi altın gününden çıkarmışlar.
İyi de olmuş vay be :D Kız olsam ben de yapardım böyle bir şeyi. Neyse kız kardeşime söyleyeyim o yapar belki :D
...Asıl yolculuk şehir şehir gezmek değil, içimize doğru gitmek...
Bu kitabı mutlaka okuyun benden söylemesi. Başka bir carpe diem kitabında buluşmak üzere :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Okuduysan ses ver!