Yıl 2014 Mart ayı, üniversite 3. sınıf öğrencisiyim. Ama gayet başarılı bir öğrenci olduğum için 2. sınıf derslerine giriyorum :D Şöyle özet geçeyim. Biliyorsunuz üniversitede dersi alttan alma diye bir şey vardır. Ama her dersi de alttan alamazsın. 1. sınıf ikinci dönemdeki baba dersten kaldım direk dönem uzadı. 2. sınıfta birinci dönemde yine kaldım bi dönem daha uzadı etti 1 sene. Sonra 3. Sınıfta o kaldığım dersten tekrar kaldım hem de 59'dan. Böylece 3 dönem uzadı. Eee yaz okulu yok mu derseniz yok. Nasıl yok? Selçuk üniversitesi yönetmelikte aynen şöyle bir madde vardı. Yaz okulu yok, başka okulların yaz okuluna gitmek yasak!
Bunları hafızaya aldık mı :) şimdi gelelim 3. Sınıf 2. döneme. Bu dönemde gördüğümüz baba derse malesef iki defa kaldığım dersin hocaları giriyordu. Ve hiç umudum yoktu. Kalma ihtimalim yüksek diyordum.
Her şey bu kadar kötü gidiyordu evet. Zaten 3 dönem uzattım 4. de olacaktı. Böylece 2 sene uzatmış olacaktım. İşte burada iki tane arkadaşım devreye girdi. Ne kadar teşekkür etsem az onlara. YÖK yeni bir yasa çıkarmıştı aslında 6 ay falan da olmuştu. Ama yine de pek bilen yoktu. Ne mi? Hemen anlatayım :) Normalde yatay geçiş yapmak için ders notların iyi olmalı. Böylece daha iyi bir okula yatay geçiş yapabilirsin. Bu şekilde yapan oluyordu zaten. Ama onlar okul 1.si falan oluyordu ben ise dönem uzatmış biriydim. İşte yeni yasaya göre kontenjan varsa puanı daha düşük bir yere Ygs-Lys puanına göre geçmek mümkün oldu. Şimdi daha düşük yer deyince kötü gibi geliyor ama değil. Bi kere en başta ben ilçede okuyarak hata yaptım. Neyse konu dağılmasın. Bu iki arkadaş, bu yazıyı belki de hiç görmeyecek bile, Musa ve Abdüsselam sağolsunlar bana bu olayı anlattılar. Ama önce sıkı sıkı tembihlediler aramızda sır kalacaktı. Neden mi? Herkes geçmeye çalışır da ondan. Kontenjan önemli. Dedim hemen geçelim ne yapmamız lazım. Onlar araştırmış bile. Kötü yanı çoğu okulun yatay geçiş tarihi geçmiş. 2 tane okul bulduk. Afyon ve Sakarya. Afyon'un daha da vardı tarihi. Ama Sakarya için fazla zaman kalmamıştı. Araştırdık baktık bazı okullarda dersler kredi sayısı falan uyumlu olmuyor. O yüzden geçiş olursa aynı dersi tekrar almak zorunda olanlar oluyor. Sakarya o konuda tehlikeli bir tercih. Ama Afyon bizim okula gayet uygun. O gün dedim hiç unutmam.
"Durun, bunu yapıyoruz ama ne olacağı belli olmaz. Birimiz Sakarya, birimiz Afyon'a gidebilir hatta kontenjan dolu olursa burada kalan da olabilir. "
Abdüsselam lafa girdi ve çok da doğru konuştu. Ne olacağı umrumda değil dedi. Amacım bu okuldan, bu hocalardan, kurtulmak! Gerekirse okulum 1 sene daha uzasın ama bu okuldan gideyim.
Durumu babama anlattım. İzin alır gibi yaptım ama ben de kafaya koymuştum yapacaktım. Babam Sakarya uzak orası olmasın Afyon iyi dedi ben de haklısın dedim.
Olayı tam bilmiyorduk. O yüzden bizim okulun öğrenci işlerinden yardım istedik. Ama hiç yardımcı olmadılar. Öyle bir şey yok dediler. Bu yasadan haberleri yoktu. Afyon'daki öğrenci işlerini sırayla aradık. Sürekli aynı kişi ararsa kızarlar diye :d o kadar çok arayıp sorduk ki bıktılar bizden :d
Sakarya başvurusu yaptık. Ben ve Abdüsselam kabul edildik ama Musa edilmedi. Abdüsselam gitmeye yakın hocalara garip garip şeyler diyordu biri soru sordu mu daha soruyu anlamadan bilmiyorum deyip başından savıyordu :d Ne günler ya :) ben büyük bir kumar oynadım. Sakarya'dan vazgeçtim. Afyon kontenjanı gelmez ise kalacaktım öyle.
İşin komik yanı 21 mart yani Afyon sonuçlarının belli olacağı gün bizim sınav vardı. Ben Afyon gelecek çok ümitliydim ama gelmez ise de o sınav var çalışmam lazımdı. Ama zor bir ders ve hocaları da sevmiyorum. Sınava girdim kötü geçti tabi. Tam hatırlamıyorum ama 20-30 mu ne almıştım. Ta 2 hafta sonra okundu :))
Nasıl olduysa sistemde sonuçları göremedim. O gün sonuçlar belli olmadı sandım. Pazartesi okula gittim. Ve Halis beni gördü.
"Ne arıyorsun burada, Afyon'da olman lazım" dedi. O demese belki de hiç haberim olmayacaktı. Telefondan açtı gösterdi meğer bizden gizli 5 kişi daha Afyon'a başvuru yapmış. Kimse kabul edilmemiş bi ben kabul edilmişim. Çünkü başvuru yapanlar hep 2. Sınıf ve 2. Sınıf kontenjan dolu ama ben 3. Sınıf olduğum için kabul edilmişim :) vay be. Salı günü en geç Afyon'a gitmem gerekiyordu. Çok eşyam vardı önce memlekete gittim eşyaların çoğunu oraya bıraktım. Babam beni götürür diye umdum ama olmadı. Tek başıma salı günü çıktım yola :)
Afyon'a vardım. En yakın dolmuşa sordum kampüse gider mi? Gider atla dedi. Meğer Afyon'da 3 kampüs varmış :d otogardan kampüse gitmek için o zamanlar 2 dolmuş gerekiyordu. Yanlış dolmuşa bindiğim için 4 dolmuş yaptım :)) saat 15'te doğru yeri buldum. Saat 16 olsa bitmiştim yani. Öğrenci işleri beni tanıdı. Eee o kadar telefonla konuştuk ve benim gibi yatay geçiş yapan kimse yok. Düşünün 25 mart salı günü, yatay geçiş ile yeni öğrenci geliyor! İkinci dönemin ortası neredeyse :d
Şükürler olsun Afyon'a o şekilde geçtim. Böylece 21 martta girdiğim o sonucu bilmediğim ama en fazla 30 aldığım sınav da iptal olmuş oldu.
Yaz okulundan kaldığım dersi aldım böylece bi dönem daha uzamaktan kurtuldum.
Hiç almadığım bir ders vardı. Hoca dersi iki ayrı zamana bölmüş. İlki teorik ikinci uygulama. Teori kısmı hoca anlatıyor ikinci kısım ders yok sadece gruplar var. Ben geldiğimde ilk kısım bitmiş. O derse hiç girmedim. O yüzden ilk sınavdan 45 aldım ama ikinci sınav grup ödevi olarak geçti ve hoca tüm gruplara 95 verdi.
Ayrıca dönemin baba dersini de rahatlıkla geçtim.
Daha tuhafını da söyleyim. Eski okulumda en sevdiğim hoca Ayşe hoca idi. Ve o hoca Afyon'a geçmişti 2. Dönem başında. Ben de onun peşinden gitmiş oldum. O 25 mart günü Ayşe hoca ile karşılaştım. Beni mi takip ediyorsun dedi güldü :)) biraz öyle oldu dedim. Sağolsun hoca herhangi bir ihtiyacın olursa söyle dedi. En sevdiğim hocadan daha azını beklemezdim zaten :))
Gelelim ikinci anıya.
Lise 3. sınıftayım. Ders Kimya. Ama önce kimya hocamız nasıl biri onu anlatayım. Bizim kimya hocamız kurallara sıkı sıkı bağlı. Kurallara uymayan biri gördü mü de hemen cezasını verir. Kendi dersi olsun, teneffüs olsun veya kantinde olsun hiç sorun değil. Öte yandan dersini de iyi anlatan biri ve sevdiğimiz bir öğretmen. Kantinde ojeli kız görmüştü hemen göndermiş yazık okulda aseton arıyorlar :)) bence iyi oldu. Ama bazen ileri gitmiş olabiliyor. Yan sınıflarda erkeklere vurduğunu anlatıyordu ama ben hiç görmedim bizim sınıfta da hiç lazım olmadı sanırım :)
Bizim sınıf genel olarak çalışkan ve uslu bir sınıftı. Arada bir iki yanlış yapsak da kendi içimizde hallederdik.
Neyse dönelim kimya dersine. Günün biri kimya dersinde hava sıcak olduğu için pencereyi açtık. Bu çok yanlış bir karardı :) çünkü pencerenin beyaz kısımlarına yazı yazılmıştı ve bizim hoca bunu gördü. Aha dedi bu sefer yaktım sizi. (bizim sınıfa pek ceza veremediği için içinde kalmıştı, ceza vermeyi sever ama gereksiz yere de ceza vermez) yazılara baktı. İşin tuhafı her yazının altında tarih de vardı :)) resmen anı düşmüşler oraya. Baktı tarihlere şu tarih mezun olmuş dedi, baktı diğeri de mezun, hepsi mezun. Sonra bir tarih gördü. İşte bu dedi bu sınıf yaptı bunu. Orada bir arı resmi vardı. Ve sınıftaki herkes o resmi kimin yaptığını biliyordu. Çünkü ara sıra canı sıkılan Beyza arkadaşımız aynı resmi tahtaya da yapıyordu :) Beyza dedim ama artık sorun yok üzerinden yıllar geçti isim versem ne olur :) sanırım 8 sene oldu :)) neyse hoca baktı hem resim hem yazı var. Bu yazı kötü, kesin erkek yazısı bu. Kim yaptı bunu?
Sınıfta çıt yok.
Bunu yapanı söyleyenin sözlüye 100 vereceğim dedi.
Sınıfta çıt yok.
Tamam dedi sözlüye iki tane 100 vereceğim dedi.
Hâlâ çıt yok.
Hadi tamam üç tane 100 vereceğim dedi.
Sınıfta hiç ses seda yok. Ben yerimde hafif kıpırdandım. Ama içimden olmaz dedim. İspiyon yok.
Tabi bizim hoca vazgeçer mi? Tabiki hayır. Erkekler defterleri açın dedi. Herkesin deftere baktı. Erkeklerden biri zekice bir hamle yaptı. Bu hem biraz gurur için hem de şüpheli sayısını artırmak içindi bence :)
Hocam kızların da yazı kötü dedi :)
Hadi canım dedi hoca. Madem öyle kızlar da açsın defteri dedi. Herkese tek tek baktı. Ama oradaki yazı kimin emin olamadı :)
Mecbur derse geçti. Ders bittiğinde de şakayla karışık seni bulacağım oğlum dedi ve çıktı :))
İşte biz öyle bir sınıftık. Kimse kimseyi ispiyonlamazdı. Belki bu yazıyı liseden hiçbir arkadaşım okumayacak ama olsun. Zamanında çok iyi bir sınıftık. Herkes kendi yoluna gitti.
O dönem sonu kimya hocamız bizim sınıfı çok sevdiği için tüm sınıfa 3 sözlüye de 100 verdi.
Anılar anılar :) yaşlandım mı ne :) işte böyle. Neyse arada anlatırım böyle anıları :)
Lise 3. sınıftayım. Ders Kimya. Ama önce kimya hocamız nasıl biri onu anlatayım. Bizim kimya hocamız kurallara sıkı sıkı bağlı. Kurallara uymayan biri gördü mü de hemen cezasını verir. Kendi dersi olsun, teneffüs olsun veya kantinde olsun hiç sorun değil. Öte yandan dersini de iyi anlatan biri ve sevdiğimiz bir öğretmen. Kantinde ojeli kız görmüştü hemen göndermiş yazık okulda aseton arıyorlar :)) bence iyi oldu. Ama bazen ileri gitmiş olabiliyor. Yan sınıflarda erkeklere vurduğunu anlatıyordu ama ben hiç görmedim bizim sınıfta da hiç lazım olmadı sanırım :)
Bizim sınıf genel olarak çalışkan ve uslu bir sınıftı. Arada bir iki yanlış yapsak da kendi içimizde hallederdik.
Neyse dönelim kimya dersine. Günün biri kimya dersinde hava sıcak olduğu için pencereyi açtık. Bu çok yanlış bir karardı :) çünkü pencerenin beyaz kısımlarına yazı yazılmıştı ve bizim hoca bunu gördü. Aha dedi bu sefer yaktım sizi. (bizim sınıfa pek ceza veremediği için içinde kalmıştı, ceza vermeyi sever ama gereksiz yere de ceza vermez) yazılara baktı. İşin tuhafı her yazının altında tarih de vardı :)) resmen anı düşmüşler oraya. Baktı tarihlere şu tarih mezun olmuş dedi, baktı diğeri de mezun, hepsi mezun. Sonra bir tarih gördü. İşte bu dedi bu sınıf yaptı bunu. Orada bir arı resmi vardı. Ve sınıftaki herkes o resmi kimin yaptığını biliyordu. Çünkü ara sıra canı sıkılan Beyza arkadaşımız aynı resmi tahtaya da yapıyordu :) Beyza dedim ama artık sorun yok üzerinden yıllar geçti isim versem ne olur :) sanırım 8 sene oldu :)) neyse hoca baktı hem resim hem yazı var. Bu yazı kötü, kesin erkek yazısı bu. Kim yaptı bunu?
Sınıfta çıt yok.
Bunu yapanı söyleyenin sözlüye 100 vereceğim dedi.
Sınıfta çıt yok.
Tamam dedi sözlüye iki tane 100 vereceğim dedi.
Hâlâ çıt yok.
Hadi tamam üç tane 100 vereceğim dedi.
Sınıfta hiç ses seda yok. Ben yerimde hafif kıpırdandım. Ama içimden olmaz dedim. İspiyon yok.
Tabi bizim hoca vazgeçer mi? Tabiki hayır. Erkekler defterleri açın dedi. Herkesin deftere baktı. Erkeklerden biri zekice bir hamle yaptı. Bu hem biraz gurur için hem de şüpheli sayısını artırmak içindi bence :)
Hocam kızların da yazı kötü dedi :)
Hadi canım dedi hoca. Madem öyle kızlar da açsın defteri dedi. Herkese tek tek baktı. Ama oradaki yazı kimin emin olamadı :)
Mecbur derse geçti. Ders bittiğinde de şakayla karışık seni bulacağım oğlum dedi ve çıktı :))
İşte biz öyle bir sınıftık. Kimse kimseyi ispiyonlamazdı. Belki bu yazıyı liseden hiçbir arkadaşım okumayacak ama olsun. Zamanında çok iyi bir sınıftık. Herkes kendi yoluna gitti.
O dönem sonu kimya hocamız bizim sınıfı çok sevdiği için tüm sınıfa 3 sözlüye de 100 verdi.
Anılar anılar :) yaşlandım mı ne :) işte böyle. Neyse arada anlatırım böyle anıları :)
Çok şanslıymışsınız, ;)
YanıtlaSilAlttan ders kadar gözümde büyüttüğüm bir şey yoktur sırf bu yüzden sürünerek okula giderim :D Çok şanslıymışsınız adınıza çok sevindim :) O dönemde biraz cesaret gerekiyor :))
YanıtlaSilGerilim romanı gibi okudum
YanıtlaSilYok canım sen de, hayatımı yazsam belki roman olurdu :D
Sil