7 Aralık 2019 Cumartesi

Harry Potter ve Sırlar Odası İncelemesi

Felsefe Taşından sonra Sırlar Odasında macera kaldığı yerden devam ediyor.

Not: Bu yazıda Harry Potter'ın 7 kitabından da spoiler yazı var. Sonra uyarmadı demeyin. Sadece alıntılara bakmak isteyen olursa alıntıları koyu renkli olarak yazıyorum.

Aşırı Full Seri Spoiler



Karşısındaki manzarayı tam olarak kavrayınca da beyninden vurulmuşa döndü. Ron, havanın ortasında park etmiş, eski, turkuaz rengi bir arabanın arka penceresinden dışarı eğilmişti. Ön koltuklarda oturan ikiz ağabeyleri Fred ve George da Harry'ye sırıtıyordu. (sayfa 30)

Süper bir şey bu :)) Harry gibi ben de şok oldum :))

Mundungus Fletcher: İlk defa bu kitapta ortaya çıkıyor. 5,6 ve 7. kitaplarda baya baya tanıyoruz.

Ron'un odasındaki çizgi romanlar: Çılgın Muggle Martin Miggs'in Maceraları :)) mugglelar büyücü kitapları okuyor, büyücüler muggle :))

Kaybolan Dolap :)) ilk defa bu kitapta görüyoruz. Borgin ve Burkes'te Harry dolabın içine girmişti. Ama dolabı kapatmadı, aralık bıraktı. Kapatsaydı ne olurdu bilemiyoruz. Çünkü o dolap o zamanlar bozuktu. Yine bu kitapta Harry, Filch'in odasında iken Peeves çok yüksekten bir dolap atıyor. İşte o dolabın eşi de bu :)) bu dolapları Fred ve George 5. kitapta kullanıyor. 6'da ise bildiğimiz üzere Malfoy tamir ediyor ve sonuç felaket...

Suçluluğu kanıtlanana kadar masumdur, Severus. (sayfa 137)

Bir çocuk kitabında bile bu mantık varken kendini büyük sanan insanların gerçek dünyada şüpheli insanları tutuklamaları, cezalandırmaları çok ilginç. Snape'in de dediği gibi Harry, Ron ve Hermione de yanlış zamanda yanlış yerdeler :))

Bu kitaptaki en ilginç şeylerden biri de Hermione'nin tuvalette çok özlü iksir yapması :D Kolay iş de değil hani. 2. sınıf biri için çok üst düzey bir iksir olmasını hadi geçtim, iksiri yapmak için tuvaleti seçmeleri, Snape'in odasından gerekli eşyaları çalmaları, çalmak için derste bilerek, kasıtlı olarak karışıklık çıkarmaları çok cesurca ve daha da bitmedi. Çok özlü iksir planın ilk kısmı. Bununla Harry ve Ron Slytheryn ortak salonuna girip Malfoy ile konuşuyorlar. :)) Hermione'nin gelmemesi belki de iyi oldu :) acaba fevkalade muktedir iksirler kitabında başka neler var :)) işin en kolay kısmı Lockhart'a imza attırmak oldu :))

Hermione diyor aklı başında hiç kimse Mızmız Myrtle'ın tuvaletine gelmez :D Harry diyor, Snape'in dersinde kasıtlı olarak karışıklık çıkarmak uyuyan bir ejderhanın gözüne parmak sokmak kadar güvenliydi :D

Ron sertçe, "Pardon? " diye sordu. "Ne demek istiyorsun yani, kime dönüşmek istiyorsan ondan bir parça diye? İçinde Crabbe'nin ayak tırnakları olan hiçbir şeyi içecek değilim... " (sayfa 155)

Ron süpersin :D kesinlikle katılıyorum sana. Bu olayı yıllar sonra Ölüm Yadigarlarında hatırlıyorlar. Ron diyor 7 Potter olayında, seninkinin tadı daha güzel :D

Hermione kitabı pat diye kapattı. 
"Eh, eğer ikiniz ödleklik edecekseniz, mesele yok, " dedi. Yanaklarında pespembe lekeler vardı, gözleri de her zamankinden parlaktı. "Ben kurallara karşı çıkmak istemiyorum, anlıyorsunuz ya. Sadece ana babası Muggle olanları tehdit etmenin, zor bir iksir kaynatmaktan çok daha kötü olduğunu düşünüyorum. Ama eğer siz varis Malfoy mu, değil mi öğrenmek istemiyorsanız, şimdi dosdoğru Madam Pince'e gider ve kitabı geri... "
Ron, "Senin bizi kurallara karşı gelmeye ikna edeceğin günü göreceğimizi, hiç sanmazdım," dedi. "Pekala, yapıyoruz. Ama ayak tırnağı yok, tamam mı? " (sayfa 156)

Ron, herkes şokta haklısın :))

Snape'in iksir dersinde kasıtlı olarak karmaşa yaratmak, uyuyan bir ejderhanın gözüne parmak sokmak kadar güvenliydi. (sayfa 174)

Fawkes bir anka kuşudur, Harry. Ankalar ölme vakti gelince alev alırlar, sonra da küllerinden yeniden doğarlar... Genellikle çok yakışıklıdırlar: harikulade kırmızı ve altın rengi tüyleri vardır. Büyüleyici yaratıklar bu anka kuşları. Çok ağır yükler taşıyabilirler, gözyaşlarının iyileştirme gücü vardır ve çok sadık hayvanlardır. 

Fawkes ile bu kitapta tanışıp Harry gibi biz de hem şok oluyoruz hem hayran :) 5. kitaptaki Fawkes yine ayrı bir şov yapıyor. Dumbledore Fawkes'la kaçıyor. 6'da ise Dumbledore'un ölümü ile Fawkes da veda ediyor.

Slytherin'in varisine yol açın, ciddi şekilde melun büyücü geliyoor!
Fred: Hey, yoldan çekil Percy, Harry'nin acelesi var. 
George: Evet, zehirli dışı olan hizmetkarıyla bir fincan çay içmek için sırlar odasına uğrayıverecek. (sayfa 196)

Fred ve George yine ortalığı yıkıyorlar :D

Taze kurbağa turşusu yeşilidir gözleri, 
Saçları simsiyah, tıpkı kara tahta gibi. 
Keşke benim olabilseydi, öyle harika ki, 
Ne kahraman, Karanlık Lord'u alt etti. (sayfa 222)

Büyük ihtimal Ginny yazdı bu şiiri :))

Göreceksin ki, ancak burada bana sadık kimse kalmadığında bu okuldan gerçekten ayrılmışım demektir. Ayrıca göreceksin ki Hogwarts'ta herkese yardım edilir. (sayfa 244)

Dumbledore'un bu sözlerini hiç unutmuyoruz. 6. ve 7. kitapta yine hatırlıyoruz :))

Eğer birileri bir şey bulmak istiyorsa, bütün yapmaları gereken örümcekleri takip etmek, örümcekler onları doğru yere götürür! Tek söyleyeceğim bu. 

Doğru yer yasak orman mı? Hagrid ne yaptın sen :D Böylece Aragog ile tanıştık. Ron bu tanışmayı hayatı boyunca unutmayacak :D Aragog'dan Hagrid'in masum olduğunu öğreniyoruz. Ron'a göre masum değil ama :D

Bu topraklarda gezen onca korkunç hayvanın ve canavarın hiçbiri, Basiliks veya diğer adıyla Yılanların Kralı'ndan daha garip, ondan daha ölümcül değildir. Devasa boyutlara ulaşabilen ve yüzyıllarca yaşayabilen bu yılan, bir kara kurbağasının altında kırılmış bir tavuk yumurtasından doğar. Öldürme yöntemleri hayret vericidir, çünkü öldürücü ve zehirli dişlerinin dışında, Basiliks'in bir de katıl bakışları vardır: Gözlerinden çıkan ışına maruz kalan herkes ani bir şekilde can verir. Örümcekler, can düşmanları olan Basiliks geldiğinde kaçar. Basiliks ise sadece horozun ötüşünden kaçar, çünkü horozun ötüşü onun için ölümcüldür. (sayfa 268)

Vay anasını be! Bu Basiliks neymiş arkadaş. Anladığım kadarıyla bu canavarı Dumbledore biliyordu. Hatta diğer öğretmenler de biliyor olabilir. Benim anlamadığım Sırlar Odasının girişini keşfeden, içinde Basiliks olduğunu bilen Harry ve Ron'un neden Lockhart'a gittiği. Gidilecek son kişi o! Tamam Dumbledore okulda yok. Snape'e asla gitmezler ama McGonagall'a gitseler olurdu. Ölüm kalım meselesi sonuçta.

Bize aslında kim olduğumuzu gösteren şey, yeteneklerimizden çok seçimlerimizdir. (sayfa 306)

Kitabın sonu gelmişken Dumbledore'dan bir özlü söz almazsak olmaz. :))

Şimdi baştan alıp genel yorum yapma zamanı :) Harry, Felsefe Taşında gelmiş geçmiş en iyi doğum gününü yaşamıştı. Ne yazık ki Sırlar Odasında en kötüsünü yaşıyor. Eee çünkü bu sefer beklenti yüksekti. Dobby de bütün mektupları engelleyip bi de başına bela olunca en kötü doğum gününü yaşıyor. Odasına da kapatılıyor. Tam hapis hayatı. Neyse ki fazla sürmüyor. Ron onu kurtarmaya gidiyor. Tabii Fred ve George olmadan olmazdı. :))
Bu kitapta bir diğer mesele de Dobby. Dobby ile tanışmamız pek güzel olmuyor. İyi niyetli olsa da Harry'ye baya bela oluyor. Önce Privet Drive'da sonra Kings Cross'da en son da Hogwarts'ta. O serseri bludger unutulur cinsten değildi :D

Ama öte yandan uçan araba ile okula gitmeleri iyi oluyor. Yoksa yasak ormanda onları kim kurtaracaktı? :))
Sonra Ron'un asası kırılmasaydı Lockhart, Harry ve Ron'un hafızasını silecekti. Yine ucuz yırttılar :))

Cornelius Fudge: Yine bu kitapta tanıştığımız biri. Hagrid'i suçu olmadığı halde sırf sabıkası var diye Azkaban'a gönderiyor. Sırf bir şeyler yapıyor gözükmek için yapıyor. Suçsuz olduğunu bile bile.

Bu kitabın en önemli özelliği elbette Sırlar Odası :) Basiliks kaç kişiye saldırıyor öyle! Önce Colin Creevey'e, sonra Justin'e ve Neredeyse Kafasız Nick'e, en son da Penelope Clearwater'a ve bizim Hermione'ye! Filch'in kedisi Norris'i saymıyorum bile :)) Hermione'ye yapılan saldırı hepimizi şok etti tabii. Ama J.K. Rowling'in ne planladığı belli oldu kitabın sonunda. Daha doğrusu 3. kitapta belli oldu. Sırlar Odasında Harry ve Ron macera yaşadılar. Azkaban Tutsağında ise Harry ve Hermione. Harry zaten ön planda Ron ve Hermione de hemen hemen eşitler. Neyse...
Fawkes gelmese Harry'nin hali nice olurdu :)) işin en ilginç yanı o günce oldu. 6. kitapta Dumbledore'un açıkladığı gibi biz de Lucius Malfoy gibi o güncenin sadece Sırlar Odasını açmak üzere büyülendiğini sanmıştık. Ama çok daha ötesi çıktı. Meğer hortkulukmuş :))

Bir dahaki kitapta görüşmek üzere... 

2 yorum:

  1. Kitabı okuyalı o kadar oldu ki bazı detayları unuttuğumu fark ettim. Bütün seriyi baştan okuma zamanı gelmiş :-)

    YanıtlaSil

Okuduysan ses ver!