18 Şubat 2020 Salı

Harry Potter ve Azkaban Tutsağı İncelemesi

Daha önce Felsefe Taşı ve Sırlar Odası incelemelerini yazmıştım. Araya biraz zaman girse de devam ediyorum.


Not: Bu yazıda Harry Potter'ın 7 kitabından da spoiler yazı var. Sonra uyarmadı demeyin. Sadece alıntılara bakmak isteyen olursa alıntıları koyu renkli olarak yazıyorum.

Aşırı Full Seri Spoiler


Öncelikle bendeki baskı eski baskı 509 sayfa olandan. O yüzden verdiğim sayfalar tutmayabilir :)

Her kitapta olduğu gibi Privet Drive'da başlayan maceramız Harry'nin Margehalayı şişirmesiyle devam ediyor. :) Daha sonra bu kitapta Hızır Otobüs biletçisi Stan Shunpike ile tanışıyoruz. Stan'i Ateş Kadehinde, Melez Prenste ve Ölüm Yadigarlarında tekrar görüyoruz.

Sayfa 71 Ron'un asası "Yepyeni bir asa. Otuz beş santim, söğüt, bir tane tek boynuzlu at kuyruğu tüyü var. "
Ron'un asasına neler olduğunu hepimiz hatırlarız. :)

Hagrid'in Sihirli Yaratıkların dersine girmesi de çok iyi oldu. Hagrid zaten çocukluğundan beri bu işe yatkın biriydi. Profesör lakabını alması çok iyi oldu.
Bu kitapta anlamadığım birkaç nokta var. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersinde neden sihirli yaratıkları görüyorlar? Tamam bi Böcürt'e karşı ne yapılacağını görmek güzel bir ders ama ya diğerleri?  Garkenez, hinzıpır, kırmızı kafa ve kappa olarak geçen diğer sihirli yaratıklar? Onları Hagrid, sihirli yaratıkların bakımı dersinde anlatsa olmaz mı? Gerçi bakım değil savunma dersi lazım onlara karşı ama sonuçta karanlık sanatla bi ilgisi yok o yaratıkların? Kurtadam, vampir gibi yarı insanları falan görseler tamam onlara lafım yok ama garkenez nedir :)) Bu konuda Snape'e katılıyorum. Aynen alıyorum.

Sayfa 203 "Çok kolay tatmin oluyorsunuz. Lupin sizi pek zorlamıyor. -Kırmızı Kafa'lar ve garkenez'lerle birinci sınıfların bile başa çıkmasını beklerdim. "
Sonuna kadar haklı :)

Sayfa 229
Mösyöler Aylak, Kılkuyruk, Patiayak ve Çatalak
Sihirli Muziplik Sanatçılarının Yardakçıları
gururla sunar
ÇAPULCU HARİTASI

Çapulcu Haritası bu kitaptaki önemli şeylerden biri. Bence Harry'nin aldığı en güzel hediye. Nihayet bu kitapta çapulcular ile tanışmış oluyoruz. :)) J.K. Rowling şu çapulcular hakkında bi kitap yaymadı var ya, hâlâ o konuda üzülüyorum.
Fred ve George'un haritayı nasıl çalıştıracağını bulmaları da çok iyi bir şey. Gerçi haritayı yapan kişilerle aynı kafada oldukları için çok da zor olmamıştır.
Bütün ciddiyetimle yemin ederim ki, hayırlı bir şey düşünmüyorum. 
Muziplik tamamlandı.  :))

Yalnız, kurallara karşı gelmede Harry, Fred ve George kadar profesyonel değil. Daha haritayı alalı bir sene olmadan kaptırdı Harry. Fred ve George yıllardır kullanıyordu. Önce Profesör Lupin'e kaptırdı. Ateş Kadehinde de Deli Göz Moody kılığında ölüm yiyene. Neyseki bir daha kimseye kaptırmıyor. İşin tuhaf yanı bu haritaya daha sonradan Snape veya Dumbledore da el koymuyor. Potter'ın haritası diyor hatta Snape. Gerçi daha sonradan bu haritanın Harry'de olduğunu biliyorlar mıydı o da meçhul :))

Sayfa 248
"Sihirli Kanun Yürütme Timi'nden Keskin Nişancı Büyücüler dışında kimsenin, köşeye sıkıştırılmış bir Black'e karşı şansı olmazdı. "

Burası baya dikkatimi çekti. Ateş Kadehinde ve diğer kitaplarda bir daha benzer ifadeler geçmiyor. Çeviride hata da olabilir belki. Ama Ateş Kadehinden itibaren böyle işlere sürekli Sihirli Yasal Yaptırım Dairesi veya Seherbaz Bürosu bakıyor. Keskin nişancı falan bir daha duymuyoruz. Ölüm yiyenlerle seherbazlar uğraşıyor. Tahminimce Rowling o kısmı sonradan fark etmiştir.

Sayfa 267
''Bence o süpürgeye şimdilik kimse binmemeli!'' dedi Hermione tiz bir sesle. Harry ve Ron ona baktılar.
''Harry onunla ne yapsın peki?'' dedi Ron. '' Yerleri mi süpürsün?''

Ron güzel dedi ne yapsın Hermione :D Nimbus 2000'in yerine Ateşoku'nun gelmesi de çok iyi oldu. Yine de Ateşoku'nu sadece Quidditch için kullanmak, başka işlerde kullanmamak yazık oldu bence. O süpürge ile Harry'nin uzun yol yapmasını görmek isterdim. :) Gerçi bi kere yapıyor ama onu saymıyorum, kalabalık ekip ile olunca zevki çıkmıyor :)

Sayfa 340
Sanki görünmez bir el üzerinde yazıyormuş gibi haritanın pürüzsüz yüzeyinde kelimeler belirdi.

''Mr. Aylak, Profesör Snape'e selamlarını sunar ve anormal derecede büyük burnunu başkalarının işine sokmamasını rica eder.''

Snape dondu kaldı. Harry nutku tutulmuş halde mesaja bakıyordu. Ama harita bununla kalmadı. İlkinin altında başka yazılar da beliriyordu.

'' Mr. Çatalak, Mr. Aylak'a katılmakla kalmayıp, Profesör Snape'in çirkin bir rezil olduğunu eklemek ister. ''

Harry dehşet içinde gözlerini yumdu. Onları yeniden açtığında, harita son sözünü söylemişti.

''Mr. Kılkuyruk, Profesör Snape'e iyi günler diler ve saçını yıkamasını salık verir, pis herif.''
Bu kitaptaki favori bölümüm :)) ve başka bir favorim daha
Sayfa 347 Hermione'nin öfkesi
"Şuna bakın, nasıl da zırlıyor! ''
Malfoy, Crabbe ve Goyle şato kapılarının hemen içinde durmuş, dinliyorlardı.
"Hayatınızda böyle zavallı bir şey gördünüz mü? '' dedi Malfoy. "Bir de öğretmenimiz olacak! "
Hem Harry hem de Ron öfkeyle Malfoy'a doğru hamle etti ama Hermione onlardan çabuk davranmıştı. -ŞLAP!
Bütün gücüyle Malfoy'un suratına bir tokat atmıştı. Malfoy sendeledi. Harry, Ron, Crabbe ve Goyle afallayıp kalmışlardı. Hermione yine elini kaldırdı. 
"Bir daha sakın Hagrid'e zavallı deme, seni iğrenç -seni kötü kalpli-

Bu sahne filmde biraz farklı olsa da yine de çok severim.



Sayfa 352
Profesör Trelawney yanlarından geçti. 
"Küre'sindeki gölgeli işaretleri yorumlamada yardımımı isteyen var mı? " diye mırıldandı, bileziklerini şakırdatarak. 
"Benim yardıma ihtiyacım yok, " diye fısıldadı Ron.
"Bunun ne demek olduğu gayet ortada. Bu gece fena sis olacak. "
Ron :D süper ya. 

Sayfa 378
Baltaları bile hazır! Böyle adalet olmaz! 
Ron burada çok güzel söylüyor. Rowling de güzel bir gönderme yapıyor. Lucius Malfoy gibi insanlar yüzünden ve onlara alet olan, onlardan korkan insanlar yüzünden adalet sağlanamıyor.

Sayfa 471
Hermione'nin beyaz yüzü bir ağacın arkasından uzanmıştı. 
Bu alıntıyı aldım çünkü bi ara, nasıl oldu hiç anlamadım, Rowling Hermione'nin ten rengi hakkında kitapta detay vermedim demişti. Lanetli çocukta da Hermione karakterini siyah tenli biri oynamıştı. Şimdi yanlış olmasın ırkçılık falan yapmıyorum. Ben sadece Rowling'in söylediği şeye karşı yine onun yazdığı yazıyı gösteriyorum. Bunu daha önce yapanlar oldu zaten. Zaten Harry Potter filmleri ve Lanetli Çocuk'u hiç sevmedim. Çünkü orijinalini bozdular. Kitapla film arasında uçurum farkı oldu. Lanetli Çocuk kitabını ise serinin devamı olarak kabul etmiyorum bile! 

Sayfa 501
Sanıyor musun ki sevdiklerimiz ölünce bizi gerçekten de terk ederler? Zora düştüğümüzde onları her zamankinden de berrak bir şekilde hatırlamadığımızı mı sanıyorsun? Baban senin içinde yaşıyor Harry ve ona ihtiyacın olduğu zamanlarda kendini açıkça gösteriyor. Başka nasıl gidip de özellikle o Patranus'u yaratabilirdin ki? Çatalak dün gece yine koşuyordu 
Dumbledore'dan güzel bir söz daha :)

Profesör Sybill Trelawney'den bahsetmek istiyorum. Ne kadar kötü bir öğretmen olsa da, ne kadar Hermione onun hakkında yaşlı bir sahtekar demiş olsa da, Profesörün haklı olduğu yanlar var. Mesela, paskalya sıralarında aramızdan biri ayrılacak demişti. Hermione ayrıldı. Sonra yine demişti 13 kişi masaya oturursa ilk kalkan ölür. Ne kadar batıl bir inanç olsa da haklı çıktı. Aslında o masada fare Kılkuyruk da vardı zaten 13 kişilerdi. Yani Trelawney gelince ilk kalkan Dumbledore oldu :))
Ecel konusunda da kısmen haklıydı. Siyah köpeği yanlış yorumlayarak ecel dedi. Halbuki o Sirius'tu. Sirius ile her karşılaşmasını bildi ama hepsine ecel dedi. Hatta Harry bile inandı bir süre :)) Kitabın sonunda ise süper bir gönderme var. İlk okuduğum zaman fark etmemiştim. Dumbledore diyor ya "böylece gerçek kehanetlerin sayısı iki oldu maaşına zam mı teklif etsem acaba?" Sanki espiri yapıyor gibiydi ama Dumbledore gayet ciddi. Doğru olan kehanetler 2 tane diyor. Birini bu kitapta gördük, Kılkuyruk kaçtı gitti. Ya diğeri? Onu da 5. kitapta görüyoruz, ünlü kehaneti :)

Gelelim bu kitabın asıl olaylarına :) Bu kitap Harry'nin aldığı en güzel hediyeleri içeriyor. Çapulcu haritası ve ateşoku. Çapulcu haritası her sene lazım oluyor. Harry'nin kuralları çiğnemede en iyi iki yardımcısı: çapulcu haritası ve görünmezlik pelerini. Bu kitapta çapulcular ile tanışıyoruz. Kılkuyruk ölmüş sanırken ortaya çıktı tekrar. Dumbledore'un dediği gibi Harry ölüm Yadigarlarında Kılkuyruk'un hayatını kurtardığı için memnun oluyor. Harry doğru olanı yaptı :) öte yandan diğer çapulcular Sirius ve  Lupin :) Sirius'un Harry'nin vaftiz babası çıkması, Harry'ye destek olması, ateşokunu göndermesi süper şeyler. Yalnız, ateş Kadehinde sürekli nasihat vermesi dışında pek bi işe yaramıyor. Zümrüdüanka yoldaşlığında da ölüyor zaten. Lupin  ise Harry'ye patronus yapmayı öğretiyor. Azkabanı ilk olarak Sırlar Odasında duymuştum. Hagrid'i götürmüşler ve 2 ay orada kalmıştı. Ruh emicilerin ne kadar kötü yaratıklar olduğunu bu kitapta iyice anlıyoruz. Kitabın en ilginç yanı ise zaman döndürücü. Hermione bir sır gibi saklıyor ki zaten sır :) Haftada 5 gün antreman 1 gün de patronus dersi yapan Harry'nin, Hermione'nin sırrını çözmeye hiç vakti yoktur. Ama Ron'un vakti var. Hermione'nin bir şeyler sakladığını anlıyor ama üstüne gitmiyor ve çözemiyor. Zamanda geriye gidip zamanı değiştiren filmlerde olduğu gibi klasik şeyler oluyor kitapta da. Mesela zaman, değişmek ile değişmemiş halinin tam ortasında kalmış. Örnek, Harry'nin 100 ruh emiciyi püskürtmesi için zaman döndürücüyü kullanıp zamanda geri gitmesi lazım. Ama Harry o sırada gitmemişti. Macnair'in baltasını yere attığını görüyoruz. Madem öyle yere attı, Dumbledore neden birden fazla hayat kurtarabilirsiniz dedi? Öyle olunca kafa karıştırıcı oluyor işte :) zaten bağıran barakaya indiklerinde Sirius ve  Lupin'in konuşmaları da yeterince kafa karıştırıcıydı. Kim masum, kim suçlu derken işe bi de Snape karışınca tam oldu :)) Bu arada bence Sirius en baştan Hogwarts'a bağıran barakadan girdi. Şimdi de kitaptaki göndermelere geçmek istiyorum. Bunların bir kısmını Rowling'in verdiği röportajlardan bir kısmını da okuyucu yorumlarından öğrendim. Tabi kendi yorumlarım da var :))

Ruh emiciler: Rowling, Azkaban Tutsağını depresyon zamanlarında yazdığını söylemişti. Ruh emiciler de direkt depresyonu temsil ediyor. Depresyona giren insanın içinde hiç mutluluk kalmaz. Doğru düzgün düşünemez. Sürekli kötü şeyleri düşünür. Çözümlere değil, sorunlara odaklanır. Uzun süre bu durumda kalan biri sonunda kafayı yer. Ruh emicilerin yaptığı şeyleri özetledim :))
Patronus: Ruh emicilere karşı işleyen tek büyü bu. Düzgün yapılmış bir patronus ruh emicileri öldürebilir, onların dağılmasına kaçmasına sebep olur. Aynı şekilde depresyondan çıkmak için sorunlara değil, çözümlere odaklanmak lazım. Üzüntülere değil, mutlu olduğun anılara odaklanmak lazım. Sen gülersen derdin küçülür derler. O hesap mutlu anılara odaklanınca depresyon falan kalmaz. 
Zaman Döndürücü: Dumbledore'un söylediği sözden yola çıkarak diyorum ki gerçekten yaptıklarının sonuçlarını görmek zordur. En küçük bir karar çok büyük değişikliklere yol açabilir. Bir yerde izlemiştim bir cümle bile insanın hayatını değiştirebilir. Mesela "seni seviyorum" "hamileyim" "o gitti" gibi... O yüzden pişman olacağımız şeyler yapmamalıyız. Daha birçok yorum yapılabilir. 
Kurtadam: Rowling bir röportajda kurtadamları gerçek hayattaki AIDS hastalarına benzetmişti. Kitapta görüyoruz ki Profesör Lupin haktan dışlanmış biri. Okula bile zor gitmiş. Dumbledore anlayış göstermese o bile olmayacaktı büyük ihtimal. Okulu gayet yüksek notlarla bitirmiş olsa da iş bulmada güçlük çekiyor ve fakirlik sorunu da oluyor. Yıllar sonra yine ona yardım eden Dumbledore oluyor. Lupin herkesten kurtadam olduğunu saklıyor çünkü biliyor ki öğrenen herkes ondan uzaklaşacak. Gerçek hayattaki AIDS hastalarına da bakıyoruz ki aynı mantık. Hastalığı herkesten saklıyorlar. Öğrenen halk tarafından dışlanıyorlar. Çalıştığı kurum vs AIDS hastası olduğunu öğrendiği anda işten atıyor. Halbuki gerekli önlemler alındıktan sonra AIDS hastalığının kimseye zararı olmaz. İşine de gidip gelebilir. Ne yazık ki günümüzde AIDS hastalığının tedavisi yok. 
Sirius Black : Sahte kanıtlar yüzünden masum olduğu halde 12 sene azkabanda kalıyor. Günümüzde de faili meçhul bir cinayetin 19 sene sonra çözüldüğü olmuyor mu? Sirius Black tam kurtuldum derken şansı yaver gitmiyor, işe karışan eski nefret ettiği arkadaşı Severus Snape olayları yokuşa sürüyor. Elde kanıt olmayınca tanıkların ifadesini ciddiye almayan Fudge, Sirius'u hemen yargılamak ve ölümden de beter ruh emici öpücüğüne maruz bırakmak istiyor. Neyseki Sirius kaçabiliyor. Ateş Kadehinde öğreniyoruz ki Sirius Black mahkemeye çıkmadan azkabana gönderilmiş. Günümüzde de böyle olaylar yok mu? Mahkemeye çıkmadan hapse giren insanlar... Fudge gibi yüksek mevkideki insanlar yüzünden neler neler oluyor yorum yapamayacağım artık.. 


Nerdeyse unutuyordum çapulcu haritası hakkında çok ilginç bir teori var. Onu nasıl atladım hayret ediyorum kendime :)) teoriye göre Fred ve George Voldemort destekçisi :d tabi o kadar da değil diyorum ama teorinin çıkış noktası mantıklı. Kitapta Lupin  çapulcu haritasını eline alır almaz Peter Pettigrew ismini gördü. Halbuki Fred ve George o haritayı yıllardır kullanıyordu! Aslında 5 yıldır kullanıyordu. Haritayı Harry'ye verirken zaten ezberledik demişlerdi. Fred ve George o haritada Peter Pettigrew ismini nasıl görmedi? Buna 2 açıklama getirilebilir. Birincisi Scabbers olarak bildiğimiz fare Kılkuyruk Percy'e bitti. Fred ve George da haritadan Percy nerede diye bakacak halleri yok tabi. Kılkuyruk daha sonra Ron'a geçti ve onunla 3 yıl kaldı. İkinci açıklama da aynı mantık Fred ve George neden Ron nerede diye baksın ki :) ama yine de hiç mi dikkatini çekmedi? Nasıl gözden kaçtı? Buna kimsenin cevabı yok ilginç :))

Teorilerde kaynak kullandığım linkler :)






Son olarak kafa karıştırıcı teorisi ile şu videoyu izlemenizi tavsiye ederim. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Okuduysan ses ver!