12 Nisan 2018 Perşembe

Kafkaokur Dergisi Sayı 26 NİSAN


Merhaba arkadaşlar ilk defa Kafkaokur Dergisi alıyorum. Çünkü kapağında gördüğünüz gibi Harry Potter var :)) almak için yeterli sebep. Dergi 53 sayfadan oluşuyor. Oldukça kısa, bol resimli o yüzden 1 günde okumak gayet mümkün. 53 sayfanın malesef sadece ilk 17 sayfası Harry Potter'a ayrılmış. Artık herkesin bildiği şeyler de olsa yeniden görmek hoşuma gitti benim. J. K. Rowling'in hayatı ve Harry Potter filmleri üzerine yoğunlaşma olmuş daha çok. Filmlerin kötü olduğunu Harry Potter sevenlerin hayal kırıklığına uğradığını bahsetmiş. Evet o duygu hâlâ içimde. Ama artık çok düşünmüyorum. Çünkü kitabın hakkını vermek için filmin 8 saat olması gerekirdi. Ekleme olarak melez prens sahnesinin en önemli sahnesi yani kitabın sonunun filmde olmamasının ne kadar saçma olduğunu herkes hatırlar. Bu kısım dergide geçmedi. Ama melez prens filmine o kısmı koysalar çok güzel ama çok güzel olurdu. O fırsatı kaçırdılar. 
Bu arada dergide Harry Potter okumayanlar için aşırı spoiler yazılar var. Benden söylemesi...






 Neyse derginin kalan kısımlarına gelelim. Şiirler, hikayeler, sinema filmleri tarihi hakkında yazılar hepsi güzeldi. Harry Potter kadar ilgimi çekmedi yine de :))
Kelebek hikayesi çok tanıdık geldi. Sanırım daha önce kokulu hikayeler kitaplarından birinde okumuştum. Derginin bazı yerlerinde yazım hataları vardı. Gözümden kaçmadı. Tavsiye ederim. 10 üzerinden 9 puan verdim. Yazımı alıntılar ve derginin arka kapak resmi ile bitiriyorum :)

Alıntılar

Kadınların en büyük zaaflarından biri ne yazık ki erkeklerle sonu baştan belli olan ilişkilere girerken kendilerini aldatma becerisine sahip olmalarıdır. Bir erkeğin bir kadına verebilecekleri en başından bellidir aslında, ama kadınların çoğu bunu göz ardı ederek hislerinin peşinden gitmeyi tercih ederler. Çünkü erkeği değiştirebileceklerine inanırlar. Oysa gerçek çok farklıdır.

“Kitaplarım genellikle ölüm hakkında. Voldemort'un ölümü yenme isteğini anlıyorum. Ölümden hepimiz korkuyoruz."

Bazı kelimeleri çıkar hayatından. Bazı küfürleri mesela, kalp kıran sözcükleri ya da sık kullandığın yanlış kelimeleri... Ben “Keşke” ve “Asla” demekten vazgeçtim önce. Ne çok kullanıyormuşum. Sen de mesela, keşke demek yerine, bır dahaki sefere demeyi dene. Anı bölme. Üzülecek o kadar çok şey var ki, yok yere üzülme. Sonra, asla yapmam dediğin şeyleri getir aklına. Şimdi de, şartlar öyle gerektirdiğinde hepsini nasıl da gözünü kırpmadan yapabileceğini. Gördün mü? Henüz kendini bile yeterince tanıyamamışken başkası hakkında hüküm vermemeyi öğretmek için çok zamanın var, yeniden başla.

“İnsanları başka bir yere taşıyabilen bir hikâye için her zaman yer vardır,” diyen Rowling'in hikâyesi de onu bambaşka yerlere taşıdı. Gözlüklü, asosyal ve derslerde derin hülyalara dalan o küçük kız şu anda elli üç yaşında üç çocuk annesi ve bir milyar doları bulan servetiyle ingiltere'nin en zengin kadını. Kitaplarından yapılan filmler yıllar geçmesine rağmen hâlâ hasılat elde ederken hayatı bir filme de konu oldu (Magic Beyond Words).

Bir hayatın daha olsaydı hangi mesleği seçerdin? Saçma da olabilir, imkânsız da. Ressam mı olmak isterdin veya ünlü bir piyanist? Bir hayatın daha olsaydı peki? Kamyon şoförü mü olmak isterdin, tezgâhtar mı, yazar mı yoksa milli bir boksör mü? Bir tane daha? Anlamsız gelse de söyle. Ne olmak isterdin diğer hayatlarında? Biri bana bu soruyu ilk sorduğunda yirmi bir yaşıma yeni basmıştım. Beş hayat, beş meslek seçtim. Seçerken de müthiş heyecanlandım. Yaşın ne olursa olsun, enerjin ne kadar olursa olsun her şeye yetecek zamanın var. Bir hayatın daha olsaydı eğer, nasıl bir evde oturmak, nasıl bir sabaha uyanmak isterdin? Nasıl bir arabaya binip nereye gitmek isterdin? Bu soruları çoğalt kendi kendine ve sonra şunu hatırla, başka bir hayatın yok. Hepsi şimdi burada.
Hadi artık, daha da geç olmadan yeniden başla.


Biralar içilmeli. Eğlenilmeli. Uzun trafik kuyrukları oluşmalı. Alarmlar hep ertelenmeli. Kimse planladığı saatte uyanmamalı. Kimse ölümü düşünmemeli. Çünkü neden düşünelim. Bilgece bir yoruma ihtiyaç bile yok. Felaketler hemen unutulmalı. Mümkünse hiç yaşanılmamış gibi davranılmalı. Rasim mesela, geçen hafta bu kadını gömdü. Ama bugün otoparkın tamamen dolmasını umuyor.



2 yorum:

  1. Bir kitapsever ve şair yazar olarak blogunuzu ilgiyle beğeniyle izledim, izleyiciniz oldum.Siz de beni izlerseniz sevinirim. Dost selamlar.
    www.erhantigli.blogspot.com

    YanıtlaSil

Okuduysan ses ver!