Merhaba arkadaşlar. Bu kitapları geçen hafta kitap fuarından aldım. Uzun zamandır kitap fuarına gitmiyordum. Gerçekten güzel oldu. Her yerde kitap satan insanların olması, yazarların olması, kitap sever o kadar insanın bir araya gelmesi gerçekten çok güzel bir duygu.
Bu hafta ise bu kitapları aldım. Soldaki kitabı okuyup hediye etmiştim. Ama sağdaki kitabı okumadım. Carpediem yayınlarını seviyorum :)
Ama benim için en önemlisi en sevdiğim Türk yazar Hasan Uzun'u bu fuarda görmek oldu.
Biraz geriden alıp anlatmak istiyorum. Sanırım 17 mart günü falandı. Öylesine bi sosyal medyaya gireyim dedim. Bir de ne göreyim? Hasan Uzun paylaşım yapmış. 24 martta kitap fuarında olacağım diye. Kitap fuarına uzun zamandır gitmiyordum. Geçen sene de karar vermiştim. Seneye kesinlikle gitmem lazım. Sorun şu ki kitap fuarı Konya'da olduğu zamanlar ben Konya'da olmuyorum ve diğer illerde olan kitap fuarlarına da gidemiyorum. Ama bu sene her şeyi ayarladım :)
Kitapçık çok güzel görünüyor değil mi?
1 milyon kitap
223 seçkin yayınevi
196 imza etkinliği
101 yazar
Konferans ve seminerler
Şiir dinletisi
Bunlar gerçekten güzel şeyler. Emeği geçen herkesten Allah razı olsun.
Planımı yaptım. Cumartesi erken kalkıp kitap fuarına gidecektim. Ama cuma günü bir türlü uyku tutmadı. Geç uyudum sabah da biraz üşengeç olduğum için kalkmadım. Böylece öğlen oldu. Yemek falan yemeden çıktım evden. Çarşıya gittim. Bari dedim dışarda böyle güzel bir günde güzel bir yemek yiyeyim. Moral bozmaya gerek yok. Hasan Uzun saat 17'ye kadar orada sonuçta :)
Konya'da en sevdiğim dönerci olan Osmanlı Döner'e gittim. Bence en iyi yer orası. Tarzı da herkesten farklı. Neyse soran olursa neden en sevdiğim yer anlatırım. Konuya devam :)
Öğle namazını kılıp yürüyerek gideyim derken saat 15 olmuş bir anda. Kitap fuarına girdim. Her yer kalabalık ama öyle aşırı değil. Hani iğne yere düşse değmez denecek kadar da değil. Hasan Uzun nerede bilmiyorum. En başta alt kata gideyim sonra yukarı çıkarım dedim. Etrafı geziyorum. Bir köşeyi döndüm ve yazarı gördüm :) Hasan Uzun'u :) bir anda görünce insan heyecan yapıyor.
Şimdi demeyin Hasan Uzun kim? Yazarın 4 kitabını okudum hepsini tavsiye ederim. En sevdiğim Türk yazar o. Biraz empati lütfen :)
Ayaklarım geri geri gitmeye başladı. Sonunda cesaretimi topladım ve gittim.
-Nihayet sizinle tanışmak... dedim gerisi çıkmadı :d sonra el sıkıştık.
-Kitaplarınızın hepsi var bende. Dedim ve hepsini çıkarttım. Hasan Uzun ilk sayfayı açıp imza atmaya başladı. Kitaplardan birinde o kadar çok not almışım ki ilk sayfada yer yok :))
Ateş düşürücü kitabını açtı ilk sayfa boş.
-Sanırım bu kitapta hiç not almadım. Dedim
-Ruh halinden ruh haline öyle olabiliyor. Dedi.
Ama bir tuhaflık vardı. Not almıştım ama ilk sayfaya değil :)
Adımı sordu Metin Kibar dedim. Evet hatırladım dedi!!!
Yazar ile sosyal medya üzerinden son kitabı sensörlü cennet kapısını tartışmıştık. Önceleri de yazmıştım. Beni hatırladı!! Ne güzel bir duygu :)
Biraz konuştuk o arada bir espiri yaptı ama şu anda tam hatırlayamıyorum :(
Kitapları imzalama işi bitti. O bana bakıyor ben ona. Bir şeyler daha diyecektim. Ama ne olduğunu hatırlamıyorum. Keşke prova yapsaydım :d
-Fotoğraf çekilebilir miyiz? dedim.
-Tabiki dedi.
Ayağa kalktı yanıma geldi. Sahiden uzunsunuz dedim :)) Fotoğraf çekildik ve gittim.
Evet üç tane çekti. Uzun olduğu için telefonu istedi, verdim o çekti :) Her resimde gülümsemem daha da artmış :))
Bunlar 24 mart cumartesi oldu. Gelelim 25 mart pazar gününe. Pazar günü herkesin bildiği İlber Ortaylı geldi. Ortalık karıştı :) Herkes sıraya girdi ilk başta. Ama birden fazla sıra olduğu için o sıralar da karıştı :)) sıraya uymayanlar vardı baya.
Yakından ve uzaktan 2 fotoğraf ekledim :) Ben sıraya girmedim. Konuşmak isterdim ama ne diyeceğimi bilmiyordum ve baya uzun bir sıra vardı. Kavga çıkacaktı neredeyse. Ara sıra birileri bağıra bağıra bir şeyler söylüyordu başkaları da alkış tutuyordu sonu ne oldu bilmiyorum :)
Aynı sırada en üst katta Hikmet Anıl Öztekin yazarı için de uzun bir sıra vardı. Neyseki orada karışıklık yoktu :)
Gelelim kitap fuarında son gün olan 1 nisana. 55 tane kitap yazmış Vehbi Vakkasoğlu vardı o gün. Saat 12'de söyleşisi vardı. Katıldım ben de. Çok güzel sohbet etti. Bu yazarın hiçbir kitabı yok bende. Ama sevdim bu yazarı. İnşallah bu yazarın kitaplarını da okuyacağım.
Söyleşide neler anlattı özet geçmek istiyorum. 5 madde ile özet yapabilirim :)
1. Çanakkale
Çoğunluk Çanakkale'den bahsetti yazar. Ama işin savaş kısmı değil diğer kısmına da dikkat etmemiz gerektiğini vurguladı.
2. Seyit onbaşı
En ünlü kişiyi anlatayım dedi. Ama bilmediğiniz yanları. Herkes ne yaptığını bilir ya sonrasını bilir mi dedi. Ve anlattı. Seyit onbaşıya demişler ne istersen verelim diye. Fakat o hiçbir şey istememiş. En sonunda zorla bir şey iste demişler. Yoksa üstüm bana görevimi yapmadığımı söyler diye bir nevi sıkıştırma olmuş :) Seyit onbaşı günde 1 ekmek yerine 2 ekmek olsun demiş sadece :) fakat aradan biraz zaman geçince gelmiş demiş ki herkes 1 ekmek yerken benim 2. ekmek boğazımdan geçmiyor.
Görüyor musunuz nasıl bir tevazu örneği. Ben pek anlatamadım ama orada olsanız duygulanmamak mümkün değildi.
3. Çanakkale anaları
Çanakkale zaferinin en az yüzde 50'si kadınların eseridir dedi. Ve askerleri misafir eden o anaları anlattı.
4. Günümüzde Çanakkale
Günümüzde Çanakkale hâlâ var dedi. Çanakkale savaşından 5 sene sonra yeşilay kuruldu dedi. Neden? İnsanları hedef aldılar alkol uyuşturucu ile insanlarımızı hedef aldılar dedi. Günümüzün Çanakkale'si ailedir dedi. Son kale odur. Onu da geçerlerse yandık dedi. Düşünüyorum da boşanma sayıları git gide artıyor. Aileler paramparça oluyor. Yazar çok önemli bir noktaya değilmiş siz ne diyorsunuz?
5. Mizah
Duygulu anlar yaşadık. Yazar da az daha ağlayacaktı. Ne oldu böyle bana dedi ve biraz da tebessüm edelim dedi.
Eskiden her mahallede hocalar varmış. Hikayenin geçtiği mahallede ise Cennet hoca varmış :)
Çocuk okuldan dönüp biraz da hava atar gibi arapça ezberden okuyormuş.
Annesi demiş madem okulda iyi öğreniyorsun söyle bakalım estağfirullah ne demek?
Çocuk başlamış anlatmaya, günahlarından tövbe etmek, pişmanlık...
Annesi hayır demiş yanlış! Bizim Cennet hoca anlattı bize.
Es : eski günahlarım
Ta: taa eski günahlarım
Fır : fırladı gitti
:d
Vehbi Vakkasoğlu'nun da anlatımı ile burada baya bir güldük :) söyleşi güzel bir şekilde bitti.
Sonra dışarı çıktım. Dışarıda uzun bir sıra vardı. Yüzde 99'u kızlardan oluşan bir sıra :) saat 13-16 arası ephesus yayınlarından 5 tane yazar gelecekti. Duyduğum kadarıyla Yusuf Piliç isimli yazarın baya bir hayranı varmış. İlginç :)
Konya kitap fuarı da böylece bitmiş oldu. Seneye yine giderim inşallah :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Okuduysan ses ver!